31 Ekim 2014 Cuma

\m/

Cody'nin bana 3.kez cevap verdiğini ve tekrar bir tweetimi favorilerine eklediğini söylemekten gurur duyarım arkadaşlar. Yeni çıkardığı application'ı ile ilgili attığım tweeti favorilerine ekledi. Cevap verdiği tweetim ise, onu çizmeye çalıştığım resim ile alakalı. Çizim konusunda hiçbir yeteneğim yoktur, çizdiğim resim de gayet çirkin olmuştu zaten. Ne düşündüğünü sorduğumda, güzel dedi ama umarım şaka yaptığımı anlamıştır. Onun dışında bugün konuşacağımız konu Cody'den başka arkadaşlar. Sizlerle biraz müzik hakkında konuşalım. 
7.sınıfta(okulum tarafından sevildiğim zamanlar)okulda bir ayrım vardı. One Direction ve AC/DC dinleyenler olarak. One Direction grubunda manyak kızlar vardı, o grupla hiçbir etkileşimim olmadı. Ama onlarlı One Direction dinliyor diye de diğerleri gibi dışlamadım. AC/DC grubunda ise erkekler vardı:) O sıralar da kız-erkek ilişkileri yeni başlıyordu o yüzden o grupta olmak ileride işime yarayabilir diye düşünmeye başladım. O zamanlarda arkadaşım olan bir çocuktan Pink Floyd'un şarkılarından sevdiklerini bana atmasını söylemiştim. Telefonundaki bütün Pink Floyd ve Nirvana şarkılarını bana atmıştı. Ödevimi yaparken Nirvana, arabada ise Pink Floyd dinlemeye başladım. Zamanla Nirvana'yı daha çok sevdiğime karar verdim. Böylece sabahları servisle okula giderken de Nirvana dinlemeye başladım. Bu durumu fark eden bir kaç kişi yanıma gelmeye başladı, sorular sordular:) Onlar tarafından kabul edilmeye başlamıştım. Zamanla dinlediğim grup sayısını arttırmaya başladım. AC/DC, Guns N' Roses, Metallica'yı keşfettim zamanla. Metallica ve AC/DC sabah serviste dinlemek için pek uygun değillerdi ama bütün şarkılarını bilmem gerekiyordu, ben de dinliyordum!(Şimdi sabah bangır bangır çalmaya başladıklarında hemen değiştiriyorum, daha sakin parçalar gerekiyor o uykulu halime) Bir kaç hafta içerisinde okuldaki rokçı kız olmuştum! One Direction'cular benden nefret ediyorlardı falan ama erkeklerle muhabbetlerim artmaya başlamıştım. İlerleyen zamanlarda bu dinlediğim grupları daha çok kendime saklamaya başladığımda işler düzelmişti ama, kızlarla tekrar konuşabiliyordum. 
Bir süre boyunca böyleydim, hard rock! Ama zamanla daha yumuşağa geçmeye başladım. Metallica'ya alışmam çok uzun zaman sürdü örneğin, ama Guns N' Roses'a bayılıyordum, babamla arabada beraber dinliyorduk:) Her geçen gün başka bir grubun bütün şarkılarını indiriyordum telefonuma, sabahları ise bir hafta boyunca o grubu dinledikten sonra zihnime yerleşiyordu. Böyle geçti bir süre. Bir yerden sonra okuldakilerin dinledikleri grupların hepsini biliyordum ama ben daha çok keşffetmek istiyordum. Böylece sıra anneme geldi. Bana küçükken arabada beni okula bırakırken çaldığı grupları söyledi, Red Hot Chilli Peppers, Placebo, Smashing Pumpkins, Cake falan. Mina'nın yardımıyla daha başka grupları da keşfettim zamanla, Fiona Apple, Megadeath.. 
Playlist'imde olan grupları sizlerle paylaşmak isterim. İlerleyen zamanlarda ise Nirvana ile ilgili olan anılarımı paylaşacağım, yeri bende büyük Kurt Cobain'in!
  • Nirvana
  • Placebo
  • Muse
  • Arctic Monkeys(Bu grubu daha kimse bilmezken başladım dinlemeye! Annem british aksanları var diye başlatmıştı)
  • Guns N' Roses
  • Smashing Pumpkins
  • Red Hot Chilli Peppers
  • Cake
  • Fiona Apple
  • Rammstein(Annemin ben küçükken dinlettiği gruplardandır:D)
  • Green Day
  • Queen
  • Megadeath
  • Metallica
  • The Rolling Stones
  • Led Zeppelin
  • Pink Floyd
  • AC/DC
günlük seksi Mori fotoğrafı
Happy Halloween y'all!
Günün Şarkısı:


26 Ekim 2014 Pazar

instagram eğelenceleri

Günaydın!
Bugün sizlere instagramdan takip edebileceğiniz bir kaç hesabı paylaşacağım. Paylaştıkları resimlerin çok profesyonel ve güzel olduğunu düşünüyorum, umarım sizler de beğenirsiniz.
Daha önce de söz ettiğim kişiler bunlar. JacksGap adında bir youtube kanalları var. Şu anda ne yapıyorlar bilmiyorum ama Dünya'nın her yerine gidip muhteşem fotoğraflar çekiyorlar gibi bir halleri var. Instagram hesapları kendileri kadar hoş. Buyurun Jack ve Finn Harries:
PS:Benim favorim Finn:)



















 Maalesef bu muhteşem ikizimizin sevgilileri var. Uzun bir süre boyunca bu duruma üzülmüştüm ama şimdi sevgililerinin de kendileri kadar tatlı olduğunu öğrendim. Güzel bir instagramları var. Buyurun Ella ve Emma:)
                           














Şimdi sıra birbirinden güzel iki kızımızda. Bir tanesi kırmızı saçlı diğeri ise mavi:) Bir tanesinin youtube kanalı var diğerinin ise blogu. Kırmızı saçlı olan, instagramını daha çok kıyafetlerini paylaşmak üzere açmış bulunuyor. Diğeri ise daha çok yeni çıkan videolarını haberdar etmek için veya hoşuna giden resimleri paylaşmak için kullanıyor, aynı zamanda da kedisi var:) Buyurun Lua ve Anastasjia:




















Sıra hayvanlarda! Aynı tür fotoğraflar paylaşıyorlar ama bir tanesi pug, diğerinin cinsini bilmiyorum:) İkisi de köpeklerinin profesyonel bir şekilde çekilmiş harika fotoğraflarını paylaşıyorlar. Pug olmayanı arkadaşım Mina sayesinde takip ediyorum, pug'ı ise Cody'nin applicationu sayesinde buldum. Çok eğelenceli hesaplar olduğunu düşünüyorum ve beğeneceğinizden eminim. Buyurun:



















Herkese güzel pazarlar! Kendinize iyi bakın!:3
                         Günün Şarkısı:
günlük seksi Mori fotoğrafı
                                                                        

25 Ekim 2014 Cumartesi

18Ekim 2018

Cody Ko'nun bana ikinci kere cevap verdiğini gurur duyarak söylemek istiyorum sizlere:)
Bana ilk cevap verdiği zamandan sonra daha da yakından takip etmeye başladım kendisini. Her tweet attığında bana bildirim gelmesini sağladım. Böylece ne zaman twitterda olduğunu bilecek, eğer ilginç bir sorum varsa soracaktım. 2gün önce, servisteyken gene bir bildirim geldi. Hemen önceki günden taslaklarıma kaydettiğim tweetlerden birisini attım. Application'uyla ilgili olduğu için hemen favorilerine ekledi. Sedefle beraber sessizce sevinç çığlıkları attık. Bu heyecanla akşam tekrar bir tweet atma çalışmalarına başladım. Avusturalyada yaşadığı için aramızda 8saat var. 
Zamanımı iyi kullanmam gerekiyor. Burda hava karardığında o çoktan yatmış oluyor. Saat 5civarlarında ikinci hamlemi yaptım. En sevdiği filmi sordum, iki dakika sonra bir cevap geldi. Annem bu heyecanlı dakikalarda yanımdaydı da, çok heyecanlanmamıştım ama ne kadar mutlu olduğumu anlatamazdım:) Arık profil resmimi 3kere gördüğünden beni az çok tanıyor olabileceğini, ismimi falan okuyamıyodur ama varlığımdan haberdardır diye düşündüm. Dün ise bu olayı bir kaç kişiye anlattım. Küçük arkadaş çevremden olan bir kaç kişi ile bu olayların geleceğini planlamaya başladık. Sıramın hemen yanında olan dünya haritasından Ankara ile Sydney'in kesişim noktasını bulduk, Bangok. Bana ilk cevap verdiği gün de 18Ekimdi. 2016yılını öne sürdüm ben ama arkadaşım Ali karşı çıktı, en azından liseden mezun olmam gerektiğini söyledi. Sadece 10dakikamızı alan bu süreçten sonra düğün tarihimizi ve yerini belirlemiştik. 18Ekim 2018-Bangok. Hepiniz davetlisiniz!

                                                                        Günün Şarkısı:
günlük seksi Mori fotoğrafı



20 Ekim 2014 Pazartesi

camp

Hakkında yazacağım ilk dizimiz "camp". Bugün çok yoruldum da kısa bir şeylerle başlayayım dedim. 
Oturup izlenmeye değecek bir dizi değil. Dizideki kızı da hiç güzel bulmadım zaten. Konusu ne mi?Ailesi tarafından zorla kampa götürülen bir çocuğun yaz tatilini anlatıyor. Çok fazla hatırlamıyorum ama düşününce konusu farklı gelebiliyor. Kaldırılmasaydı izlemeye devam edebilirdim, yaz tatilinde çerez gibi izliyordum. Kaldırılma nedenini de anlayabiliyorum, çoğu gerizekalı kızın ilgisini çekecek yakışıklı çocuklar veya bir aşk hikayesi yok. 
O zamanlar dizimag vardı, ah dizimag nasıl özledim.. Neyse işte, yorumlarda insanlar ne kadar eğelendiklerini falan da yazıyordu. Yaz tatilinde benim gibi sıkıntıdan ölen insanların buluşma yeriyidi dizimag ve kendime yakın çok insan buluyordum. Niye kapatıldı ki, ahh ah!
İşte böyle, kendinize iyi bakın! Şimdi koltuğumda sabahlığımın içine gömülüp Lord Of The Rings okuma zamanı!:3
                                                                             Günün Şarkısı:
günlük seksi Mori fotoğrafı
koca kıç temalı

19 Ekim 2014 Pazar

#dizi

Günaydın! Artık sizlerle beraber yeni bir etikete başlayabiliriz diye düşündüm, "dizi" etiketi.
Geçen postlarımdan birisinde söylediğim gibi aslında tam bir dizikoliğim. 16tane falan izlediğim dizi var. Aslında şu anda 16sının hepsini izlemiyorum, izleyip bıraktıklarım da var, yayından kaldırılanlar da var, bitmiş olanlar da var. 16nın içine almadığım ama izlemeyi düşündüğüm de bir kaç dizi var. Aşağıda dizi listemi paylaşayım, sizler de bana hangisi hakkında yazmamı istiyorsanız söyleyin.

  • Sherlock-Yeni sezonunu büyük bir merakla bekliyorum
  • Supernatural-Son sezon olan 10.sezon yeni başladı
  • How I Met Your Mother-Bitti
  • American Horror Story-Yeni sezonu başladı
  • Pretty Little Liars-Sanırım yeni sezonunu bekliyorum şu anda:)
  • Misfits-3.sezonda bıraktım
  • Game Of Thrones-Yeni sezonunu büyük bir heyecanla bekliyorum
  • Teen Wolf-Yeni sezonunu sadece bekliyorum
  • The Vampire Diaries-5.sezon başlayınca bıraktım
  • Pushing Diasies-Son sezonun bir kaç bölümünü izlemedim ama bitirmeyi isterim-kaldırıldı
  • Gossip Girl-Sanırım 4.sezonda bıraktım
  • Carrie Diaries-Yeni sezonunu bekliyorum
  • Once Upon A Time-Şu anda 4.sezondalar, 3.sezonu geçen sene zaman bulamadığımdan izleyememiştim, sevdiğim bir dizidir tekrar başlayacağım
  • Camp-Kaldırıldı
  • Person Of Interest-Sadece ilk 6bölümünü izledim
  • Breaking Bad-Şu anda bitirmeye çalıştığım dizidir, 4.sezondayım
  • Arrow-Yeni sezonu başladı
  • The IT Crowd-Annemle beraber televizyondan izliyorduk, birinci sezonunu annem izlerken kaçırdım ama ondan sonrasını beraber izledik:)
  • Modern Family ve The Big Bang Theory'i düzenli olarak izlemedim ama baştan başlamayı düşünüyorum
  • Reign-Başlamayı düşünüyorum
  • Shameless-Başlamayı düşünüyorum
  • Intelligence-Başlamayı düşünüyorum
  • The Walking Dead-Başlamayı düşünüyorum ama zombileri pek sevmem
  • True Blood-Başlamayı düşünüyorum
Evet listem böyle. İsminden dolayı izlemekten utandığım diziler var, mesela Teen Wolf veya Pretty Little Liars. Ama hepsinin bir hikayesi var ve zamanla hepsine geleceğiz:)

                        Günün Şarkısı:

günlük seksi Mori fotoğrafı

18 Ekim 2014 Cumartesi

weather candy

Arkadaşlar, dünyanın en harika şeyi oldu. Geçen hafta paylaştığım "vine" postunda size Cody Ko'dan söz etmiştim. Bilin bakalım ne olmuş olabilir?

Şöyle başlayayım. Cody arkadaşı Devon ile yeni bir application çıkarmış, weather candy adında. Hava durumlarını, seçtiğiniz bir temanın fotoğraflarını sizlerle paylaşarak sunuyor. Pug, kadın veya erkek temasını seçebiliyorsunuz:) Bu sabah twittera girdiğimde Cody'nin, application'u hakkında insanların yaptığı yorumlara cevap verdiğini gördüm. Bir kaç gün önce attığım "i love you" tweetine cevap vermediğinden pek ümidim yoktu, ama şansımı denemek istedim.

Erkek temasına kendi resmini koysaydı süper olacağını ve Devonla kendisini tebrik ettiğimi söyledim. Yahu, gitmiş bunu favorilerine eklemiş, "thank you :)" diye cevap vermiş ya! 1saat önce olmuş bir olay olmasına rağmen hala çok heyecanlıyım. Evde 15dakika boyunca oturamadım. O postu paylaştıktan sonraki bir kaç gün boyunca zaten Cody'e karşı olan hayranlığımın en üst seviyelerini yaşarken, bana cevap vermesi olağan üstü bir olay oldu. Daha sonra da iğrençleşip, seni çok seviyorum ağağa diye şeyler yazmayı düşünüyordum ama cool davranmaya karar verdim, hahah:)
Bu arada çıkardıkları application'un cidden çok güzel olduğunu düşünüyorum. App Store'dan hemen girip bir bakmanızı tavsiye ederim.

günlük seksi Mori fotoğrafı
tavuğumuzun bekçisi
Dün de öğle tenefüsüm çok güzel geçmişti. Okulda, başkanlık seçimlerinden dolayı aday olmuş herkes bizim koridora gelip, konuşma yapıyorlar. 3tane aday var zaten, bir tanesi 7.sınıftan da tanıdığım benden bir yaş büyük olan bir çocuk, diğerleri de 11.sınıf. Onlardan bir tanesi bizim koridora gelmeye bile zahmet etmiyor, sanırım kazacağından emin. Ama diğeri de sürekli bizim oralarda. Biz genelde arkadaşım S'le tenefüslerde, koridordaki bir kaloriferde takılıyoruz. 11.sınıflardan olan çocuk da bizimle orada iki üç kere konuşmuştu, bizden bir yaş büyük olan 10.sınıf ise genelde sınıflarda konuşma yapmayı tercih ettiği için bizim yanımıza özel olarak konuşmak için gelmiyor. Dün öğlen işte bu ikisi de bizim yanımıza geldi ve aralarında küçük bir çekişme oldu, biz kime oy vermeliyiz diye:) Baya şahsımıza özel güzel şeyler dediler, eğelenceliydi, S'le sınıfa zıplayarak dönüyorduk(aslında sadece ben zıpladım).
İşte böyle muhteşem iki olay ile bitirmek istiyorum bu yazıyı. Şu Cody Ko'lu olan fotoğrafın çıktısını alıp çerçevelettirmek gibi planlarım var, ne zaman üzgün olursam bakıp gülebilmem için. Ay inanabiliyor musunuz yahu?:)
Siz de kendinize iyi bakın, hafta sonunuzu güzel geçirin!:3

Günün Şarkısı:

17 Ekim 2014 Cuma

boş ders

Merhabalar, merhabalar. Şu anda okulda bilgisayar dersindeyim hemen kısa bir şeyler yazayım dedim. Bilgisayar dersi, Rusça ile seçmeli olduğu için sınıfın yarısından çoğu Rusça'yı seçti, 4kişi de bilgisayarda. Bu ders için de şimdi 4kişinin 2si 29Ekim provaları için gitti, kaldık 2kişi. Hocamız da sınıfın yarısı gitti zaten diye bir espri yaptıktan sonra bizi serbest bıraktı. Youtube'dan bir şeyler izleyin falan dedi de kulaklığım olmadan hiçbir şey yapamam. Blog geldi aklıma, selam vereyim dedim. Hemen günlük şeylerimi paylaşıp çıkacağım, her an zil çalabilir, bir de sonraki dersimiz beden! Ayyy, nefret ediyorum!
                                                                                   Günün Şarkısı:
günlük seksi Mori fotoğrafı





12 Ekim 2014 Pazar

i can't stop watching youtube#2

Bir youtube yayınıyla daha tekrar birlikteyiz.
Youtube izleme bağımlılığım iğrenç okulum yüzünden birazcık azalmış olsa da, sizlerle paylaşabileceğim bir kaç video var elbette. Buyurun efenim:

Taylor Swift-Shake It Off PARODY: En sevdiğim youtuber lisbug tarafından yapılmıştır. Şu anda kafama tamamen takılmış olan Taylor Swift'in Shake It Off şarkısının parody'sidir. Çok güldüm, çok eğelendim:

Little Reasons To Smile: Pewdiepie'ın tarafından hazırlanmıştır. Şu zor günlerimde cidden gülmeme sebep olan nedenlerden bir tanesidir. 

Loki Interview PRANK: Smosh'un, Tom Hiddleston ile yaptığı gerçek olmayan röportadır. Bu videoyu ilk keşfettiğim zaman günde en az 2kere izliyordum. 

A Film For Ella: Dünya'nın en yakışıklı ikizlerinden adı Jack olanın, yani benim az sevdiğimin sevgilisi için hazırladığı bir videodur, buyurunuz:

How To Care For Your Cermet: Jenna Marbles'ın köpeği ile ilgili hazırladığı bi videodur. İlk ilzediğimde çok gülmüştüm:)  
 
Kendinize iyi bakın!:3
                                                                             Günün Şarkısı:
günlük seksi Mori fotoğrafı

11 Ekim 2014 Cumartesi

biliyorum sana giden

Sayfa görüntülenme sayım 1000i aşmış, bir kişi daha aramıza katılmış! Ne kadar heyecan dolu iki cümle:) Pazartesiye hepsi geçer gerçi ama daha bir gün tatilim var.
Sabahlığımı kaldırdığım için nereye yatacağına karar veremeyen kedi bir yanımda, 20sinde sınavını olacağımız Fareler ve İnsanlar kitabı diğer bir yanımda, yazı yazmaya karar verdim. Kumral Ada Mavi Tuna'yı 5gün içerisinde günde 100sayfa okuyarak bitirdiğim için gelmiş olan özgüvenle 125sayfalık kitaba daha başlamadım. Bu sabah birazcık matematik çalışıp kitabı da okumayı düşünüyorum. Sınavda nerelerden soracaklarını düşünerek okumam gerekiyor bir de.

Dün, konuşmayalı neredeyse 2sene olmuş bir arkadaşım mesaj attı facebooktan. Eski yazlık arkadaşımdı, o zamanlar da çok yakındık kendisiyle. Konuştuk birazcık, özlediğimi fark ettim. Onun dışında da, geçen sene okulumuzdan ayrılmış olan bir arkadaşım geldi aklıma. 7.sınıfta beraber çok güldüğümüz olmuştu. Beraber yaptığımız onca şeyi düşündüm de fazla duygulandım. Şu an içerisinde bulunduğum durumdan dolayıdır büyük ihtimalle.

Sizlerle bir Cemal Süreya şiiri daha paylaşmak istiyorum. Çok güzel bir o kadar da duygusal bir şiir, buyurun:

[Biliyorum Sana Giden...]
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olamam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya 
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurundan;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Raslaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri

İlk okuduğumda ne güzel ağlamıştım, her okuyuşumda da aynı şekilde tekrar ağlarım. Adam şiirleriyle aşık ediyor resmen. Sadece bunla da değil, her şiiriyle bir başka güzel aşık ediyor. Kelimeleriyle yarattığı dünyasının içine hapsediyor sizi. Tüm dikkatinizi verdiğiniz zaman, içinizde oluşan o muhteşem duyguyu hissedebiliyorsunuz. Nasıl harika bir adam, nasıl güzel aşık olmuş, nasıl da güzel anlatmış.
Şiirli ve güzel pazarlar efenim, kendinize iyi bakın!:3

                     Günün Şarkısı:
günlük seksi Mori fotoğrafı


                     

vine

Size günaydımımı şöyle bir video ile yapmak istiyorum:)
Arkadaş sorunum olduğunu biliyorsunuz zaten:) Arkadaşım S var, fotoğrafımızı paylaşmıştım bilirsiniz. Onunla en çok konuştuğumuz konulardan birisi de vine. Ne olduğunu bilmiyorsanız okumaya devam edin birazdan açıklayacağım, günümüzün konusu:) Ona bu vine'dan söz ettiğimde gülmekten yerlere yatmıştı. Frozen'daki Elsa'ya, Seda Sayan'ın günaydın deyişini ekleyip, Elsa Sayan yaratmışlar:) Her sabah birbirimizi böyle karşılıyoruz. 
Onun dışında Sedef'le konuştuğumuz bayağı bir şey daha var, dizi ve vine hakkında genelde. Bugün vine ile başlarsam ilerleyen zamanlarda diziler ile devam edebilirim. Aslında tam bir dizikoliğim ama bununla ilgili hiçbir yazım yok, zamanı geldi:)
Zamanı geldi deyince de aklıma hep Sarıgül geliyor:) Geçen seneki sınıfımda her dakika Sarıgül'ün şarkısını söylüyorduk, güzel zamanlardı.
Vine nedir? Instagram, twitter gibi bir application. Instagram'da fotoğraf paylaşırsınız, twitter'a düşüncelerinizi yazıp, insanların yüzüne söyleyemediğiniz şeyleri yazarsınız:) Vine'da ise 7saniyelik videolar paylaşıyorsunuz. Geçen senenin yazında çok popülerdi. Ben ise ağustos ayında keşfettim, tabii ki bu ağustos değil, geçen seneki:) 
Başta tanıdığım insanları takip etmeye başladım. Ondan sonra kendi sayfalarında başka insanların yaptıkları vinelar olduğunu gördüm ve şaşırdım. Twitter'da retweet etmek gibi burada da revine ediliyormuş, onlar da öyle yapıyorlarmış. Yavaş yavaş takip ettiğim insanların sayısı artmaya başladı. Her geçen gün daha da komik birisini buluyordum:) 
S, türk vinerlar'ı takip etmeyenlerden. Ama ben geçen seneki okul muhabbetlerinden geri kalmamak için herkesleri takip ediyordum. Şimdi öyle bir kaygım yok ama gene de takip ediyorum. Çıkmış bütün vinelar'ı görmem gerek!:) 
İlk başlarda like ettiklerimin, duvarımda gözükmesi beni birazcık rahatsız etmişti. O zamanlar dikkatli davranıyordum, sadece kahkaha attıklarımı beğeniyordum. Hiç de revine etmiyordum. Şimdi ise işler birazcık değişti. Bir ara gelen bir update ile beğendiklerinin profilinde gözükmesini kaldırdılar. Asıl o zaman çok üzülmüştüm. Üzülen sadece ben değilmişim, diğer update'i de geri getirdiler. Çünkü duvarımda izlediğim her yeni vinedan sonra, beğendiklerimi profilime girip tekrar izlemek gibi bir özelliğim var. Böylece hepsini ezberleyebiliyorum ve okulda S'le bunların canlandırmasını yapabiliyoruz:) 
Şimdiki durumum şöyle, beğeni sayım 3000e yaklaşmak üzere ve bu sefer kahkaha attıklarımı revine etmeye başladım.  Ama asla önüne geleni revine edenlerden olmayacağım, asla! hahaha bu şakaydı:)
Vine'daki bildirimleri, instagram'da önemsediğim kadar önemsemiyorum. Birinin beni takip etmesini falan pek önemsediğim söylenemez. Zaten sadece Morişko'nun iki üç vine'ını paylaştım. Onları da beğenen az oluyor, umrumda da olmuyor. 
Her gün okuldan eve geldiğimde ilk işim, bir gün önce en son izlediğim vine'a kadar çıkan bütün vinelar'ı izlemek oluyor. Kahkaha attığım zamanlar da çok oluyor:) En sevdiğim app diyebilirim. 
Türk vinerların çoğu şu anda ünlü oldu, filmlerle veya dizilerle uğraşıyorlar bu yüzden pek vine çıkaramıyorlar. Zaten geçen seneden bu seneye doğru vine'da bir düşüş oldu popüleritesi konusunda. Çoğu insan takipçi sayısını artırabilmek için revine for revine yapıyorlar veya popüler olan vinerlar'ın, vinelarının altına takip edeni takip ederim falan yazıyorlar. Bir ara bunun muhabbeti de çok olmuştu vine'da:)
günlük seksi Mori fotoğrafı
Etkileri neler mi? En önemlisi müzik! Her dönem bir şarkı çok popüler oluyor ve her viner bununla ilgili bir vine çekiyor. Günlük hayatınızda o şarkıyı duyduğunuzda ise hemen dans etmeye başlıyorsunuz veya aklınıza o şarkı ile ilgili olan bir vine geliyor. Wrecking Ball'un çıktığını vine'dan öğrenip izlemiştim mesela. 
Vine ile ilgili kavramlardan birisi de "do it for the vine".  Lele Pons'un vinelarını izlerseniz ne demek istediğimi anlayabileceğinizi düşünüyorum:) Zaten isminden de yeteri kadar anlaşılıyor. Bazı insanlar o kadar manyak şeyler yapıyorlar ki, inanamıyorsunuz.  
Vinerlar da kendi içerlerinde gruplara ayrılıyorlar. Herkes tarafından bilinenler, onlardan nefret edenler, tarafsız olup kendi halinde takılanlar, daha keşfedilmemiş ama çok komik olanlar, iğrenç kızlar tarafından sevilen iğrenç erkekler ama çok manyak popüler olanlar. Şu erkekleri takip etmeye bıraktım, keşfedilmemiş olan bir kaç kişiyi takip ediyorum, diğerlerini daha ben de keşfedemedim:) Kendi halinde takılanlardan çok sevdiğim bir grup var. Bir de şu popülerlerden nefret edenler favorilerim:) Aslında öyle takip ettiğim bir insan var o da en sevdiğim viner! Popüler olanları da seviyorum, takip de ediyorum, beğeniyorum da. Sedef'le de genelde onların canlandırmasını yapıyoruz.
Şu tarafsız küçük grubu söyleyeyim size:
Matt Cutshall
Arielle Vandenberg-kendisini de çok fazla severim, breaking bad'deki jesse'yle arkadaşlar
Sunny Mabrey-onu da çok severim
Brandon Calvillo-Brandon'ı da çok severim
KC James-kendisi birazcık popüler ama bu grupla takılıyor
Barron Boedecker
Bir kaç kişi daha var aslında ama benim takip ettiklerim böyle.
cody ko
Şimdi size en sevdiğim insanı söyleyeceğim, Cody Ko. Kıllı falan bir insan ama bana çok yakışıklı geliyor. Küfür ediş şekline bayılıyorum. Yaptığı her vine'ı da çok fazla komik buluyorum. İşte bazıları, istediklerimin çoğunu youtube'dan bulamadım ama bunlar da harika!

Burada küfür edişine bayılıyorum! 
Her gün eve gelip 7saniye şunları izlemeye bayılıyorum yahu!
Bugün de bayağı konuştum. Dün beden dersi vardı, hoca öyle bir ders işledi ki yataktan çıkamıyorum. Her yerim fazlasıyla ağrıyor. 
Kendinize iyi bakın, bol bol vine izleyin şu iki gün! İyi haftasonları!:3

                                                      Günün Şarkısı:


10 Ekim 2014 Cuma

late night post

Neredeyse bir hafta olmuş yazmayalı, kendimi kötü hissediyorum. Tatil zamanları bloga yazmak için heyecandan kuduruyorum ama bu kadar sık sık olmaz diye kendimi durduruyorum, ondan sonra da okul işlerinden falan kaynıyor, kusura bakmayın!
Blogumun misafirleri artmış birazcık, hoşgelmişler:3 Şu iğrenç lise hayatımda en çok beni heyecanlandıran ve sevindiren olay bu blogda gerçekleşenler. 
Lise deyince de, evet hala iğrenç geçmeye devam ediyor. Gün geçtikçe daha da iğrençleşiyor ve çirkinleşiyor. Herkes daha da manyaklaşıyor ve dersler daha da zorlaşıyor. Sabah daha da zor kalkıyorum ve saçımdan daha da çok nefret ediyorum. Şimdi sevinebildiğim anlık anları sizlerle paylaşacağım:3

Geçen hafta kaynayan bilgisayar dersinde bu hafta, hocamızın wallpaperının "the hobbit" olduğunu gördüm mesela:) Küçük bir sevinç dansı yaptım, 2dakika sürdü. 
günlük seksi Mori fotoğrafı
En yakın arkadaşım olan Barış bugün bana sıkıca sarıldı, birazcık vücudumdan çıtlama sesleri geldi ama arkadaşlığımızın ilerleme sesleri bunlar diye saçmalamak istiyorum:) Geçen sene güzel olan ilişkimizi birazcık mahvetmiştim, şimdi onu düzeltmeye çabalıyorum, o yüzden seviniyorum böyle küçük şeylere. Sevdiğim bir insan, kaybetmek asla istemem. 

Matematik dersi, çoğu insanın aksine çok sevdiğim bir derstir ve gayet de başarılıyımdır, aslında başarılıydım. Bu sene bir şeyler oldu, quizlerden sürekli 60ın altında almaya başladım. Evde soru çözerken falan kafayı yiyordum hiçbir şey yapamıyorum diye, bir de konu kümeler. Hocamız, bugün işte ikinci quiz sonucumu mesaj olarak attı, beklentisinin altındaymış. Ben de ona bu sorunumu anlattım da birazcık beni sevmeye ve uğraştığımı anlamaya başladı. Güzel bir şey, 4senemi kolaylaştıracak küçük adımlar.

Şimdi köpeğim tekila yanımda son ses kemiğini kemiriyor. Şişko kıçı bana dönük, tüyleri de parlıyor. 

Pazar günü Harry Potter maceralarıma devam edebileceğim çünkü annem filmleri indirdi. Bende olan cdler dublajlıymış, gördüğüm anda attım elimden.

Bir de bugün tiyatroya gittik, annem-ben ve arkadaşı. Ay çok güzeldi, çok seviyorum yahu. İzlemeye, insanların oyunculuklarına hayran kalmaya bayılıyorum. Komikti, gene silah falan vardı, kulaklarımız patladı. Ama aralarda küçük müzikal gibi şeyler yaptılar. Çok tatlılardı, süper bir grup:3
Sizin inşallah güzel geçiyordur günleriniz, gülüyorsunuzdur, eğeleniyorsunuzdur. Hepinize iyi geceler. Yatağımın içine geçip Lord Of The Rings okuma zamanı şimdi:) Yatmadan önce her gün 16sayfa! Ocağa kadar bitecek bu seri! Kendinize iyi bakın:3

                                                      Günün Şarkısı:



5 Ekim 2014 Pazar

bugün bayram!

Aslında bayramın ilk günü dündü, ama bugün de bayram!:) Ben de size dün yani bayramın ilk günü neler yaptığımı anlatmak istiyorum:)
Sabah kalktım, güzeldi. Hiçbir planım da yoktu bayram günü için. Kahvaltımı yaptıktan sonra öncelikle aile üyelerini arayıp bayramlaştım. Kuzenimi, halamı, babaannemi falan. Mesela kuzenimle halam aynı evde yaşasa bile, ikisini farklı farklı aramam gerekiyor. Halamı aramışken kuzenimi de telefona vermesini istediğimde beni azarlıyor genelde, onu da ayrı arasana diye, artık bu hatalara düşmüyorum:) Bir de erkenden aramak gerekiyor, yoksa öğle civarları onlar sizi arayıp neden aramadığınızı sorgulayıp,  bir de onun için azarlıyorlar.
Bu hafta Mori haftası birde, bugün maalesef son günü ama size nedenini açıklayım. Pazar yazısı adlı yazımda, babamın bana aldığı kedili ajandadan söz etmiştim. Her haftaya bir kedi düşüyor bu ajandada. Bu hafta Mori'ye çok benzeyen Pamuk adında bir kedinin resmi vardı. Tek arkadaşım S'le bu haftanın Mori haftası olması gerektiğini kararlaştırdık. Aile aramalarından sonra da onu bir güzel öptüm ve ıslak mama verdim, bayram şekeri ve Mori haftası kutlaması niyetine:)
Ondan sonra da film izledim. Mean Girls!:) Annem bilmiyormuş, ama sizin bildiğinizi umuyorum ben. Eğer sizin de en ufak bir fikriniz yoksa, bununla ilgili de bir film yorumu yazabilirim:) Neyse ben filmimi izlerken babam aradı, akşam beni yemek için alacakmış, kuzenim de gelecekmiş. Tek kuzenim var zaten, o da D. çok da severim. Onun geleceğini öğrenince daha da bir heyecanlandım. Ondan sonra da babaanneme geçecekmişiz, bayram ziyareti:)
Normalde kot pantolon ve öylesine bir kazak giymeyi düşünüyordum ama ondan sonra ailenin küçüğü olduğum ve bugünün de bayram olduğu aklıma geldi. Hani biraz büyümüş olduğumu düşünüyorum ben de, ailedeki kimsenin böyle bir düşüncesi yok. O yüzden giydim en sevdiğim yeşil eteğimi, siyah kazağımı da üstüne. Saçımı bir güzel topuz yaptım, babamla yeni aldığımız postallarımı da geçirdim ayağıma. Birazcık siyah göz kalemi, birazcık parfüm, hazırdım işte. Geldiler kapının önüne arabayla, apartmandan çıkınca ufak bir dans gösterisi yaptım:) Gittik numnum'a, Tepe Prime'dakine. D'nin mekanıymış orası, ama bomboştu, herkes tatilde tabii. Yeni telefon almış onunla uğraştılar babamla beraber. Ailenin genci benim ama gittiğimiz hiçbir yerde ben oynamam telefonumla. Benden başka bütün aile telefondadır bakın, babaannem bile ama ben otururum, tavuğumun gelmesini beklerim.
Ondan sonra babaanneme gittik işte, sarma yapmış! Yemek yedik falan ama fark etmez, orda bir daha yedik. Pek de güzellerdi. Ondan sonra birazcık sohbet ettik, kahkahalar falan, babamın kafası önüne düşmeye başlayınca da kalktık.
Eve bırakınca ilk işim lenslerimi çıkarmak oldu, böyle özel günlerde takıyorum sadece. Sonra da göz kalemimi falan sildim ama nedense her yerde sis varmış gibi görüyordum. Bu yaklaşık yarım saat sürdü. Annemle kör olacağımı falan sandık. Her yer grileşmişti. İki dakikada bir gözümü yıkadığım için geçti sonunda, kitap okuduk beraber. Sonra da uyuya kaldık.
Umarım sizin de bayramınız pek güzel geçiyodur! Hepinize iyi tatiller!:3 
          
                    Günün Şarkısı Mina'ya gelsin:
günlük seksi Mori fotoğrafı






3 Ekim 2014 Cuma

cumaymış bugün yahu

İğrenç geçen lise hayatımdan 3gün kaynatacağım için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam size! Hocaların hiçbiri çok ödev vermedi, ortaokulla karıştırmayın burayı falan dediler. Tatilin ilk gününde de oturup ödeve başlayacak değilim herhalde. O yüzden size, geçireceğiniz boş bir gününüz olduğunda ve birazcık hasta olduğunuzuda neler yapabileceğinizi anlatmak istiyorum:)

Yataktan çıkmak istemeyenlere:
Havalar iyice soğudu, en iyisi yatağınızın içini iyice sıcak tutun siz. Kat kat battaniyeler, pofuduk yorganlar, güzel bir sabahlık:) Kabartın iyice yatağınızı, içinde yumuşacık bir yere yerleşin. Alın elinize kitabınızı, birazcık ondan okuyun. Birazcık da şiir okuyun mesela, yanında da sıcacık bir çay çok iyi gelir. Müzik de dinleyin, takın kulaklığınızı, alın bilgisayarınızı kucağınıza internette gezinin. Yanında da atıştırmalık bir şeyler yiyin mutlaka. Ben sivilcelerim yüzünden cips yiyemiyorum maalesef, ama size patlamış mısırı öneririm:) 





Yatağımdan da çıkmak istemiyorum ama salon daha aydınlık diyenlere:
Benim en büyük sorunum, internet çekmiyor odamdan. Ne kadar yatağımda kalmak istesem de çıkmak zorunda oluyorum. Ama bu beni durduracak değil, napıyorum? Battaniyemi, yastığımı, sabahlığımı alıp salona gidiyorum:) Diğer seçeneğin aksine daha hareketli geçiyor bu salon maceraları. 
En güzel koltuğu kapın bir kere salondaki, iki üç tane battaniye serin, sabahlığınızı giyip iyice şiştikten sonra girin içerisine bu battaniyelerin. En önemlisi, güzel bir film seçin! Benim şu sıralar bir Harry Potter merakım tuttu, onu seçeceğim ben. Hastasınız ya, kendinizi şımartmak için ayıcığınızı da getirin, ayıcığınız yoksa kedinizi alın. Sıkı sıkı sarılıp, battaniyelerin ve sabahlığın arasında kaybolduktan sonra başlatın filminizi. Çayınızı da koyun yanınızdaki sehpaya, keyfinize bakın!





çok tatlı ve çok yumuşak bir pijamanız da olsun mutlaka
Bayramınız güzel geçsin, salgın var dikat edin grip olmayın, kendinizi de şımartın!:3

                        Günün Şarkısı:
günlük seksi Mori fotoğrafı