10 Ağustos 2014 Pazar

kağıttan kentler

John Green'in okuduğum 3.kitabı, Kağıttan Kentler. Önceden paylaştığım bir yayında da diğer kitaplarından biri olan Alaska'nın Peşinde'den söz etmiştim, karakter seçimi olarak çok benzerler. Gene 3erkek arkadaş var, Quentin; Ben ve takma adı Radar olan Marcus, Miles; Chip ve Takumi gibi. Alaska gibi gizemli bir kız olan Margo ve Lara gibi bu erkek gurubu ile takılan Lacey, Margo'nun arkadaşı.
kitaptaki en sevdiğim bölüm
Alaska'nın Peşinde'den daha çok sevdiğim bir kitap değil tabii ki. Karakter özellikleri olarak tekrar orijinal bir seçim yapılmış ve konusu tamamen farklı, iki kitap arasında bu konuda bir benzerlik yok.
Lisedeki son seneleri, Ben balo konusunda çok heyecanlı ancak giderken yanında götürebileceği bir kız arkadaşı yok, Radar'ın Angela adında bir kız arkadaşı var ve ailesinin zenci noel baba koleksiyonu var, Q ise Jase adında bir sevgilisi olan Margo'dan küçüklüğünden beri hoşlanıyor, komşular. Margo'nun da büyük harf kullanımı ile ilgili bir sorunu var. Rastgele büyük harf kullanma taraftarı çünkü büyük harf kullanma kuralının ortadaki harflere hiç adil olmadığını düşünüyor.
Bir akşam, Margo'nun Q'dan yardım istemesi ile geçirdikleri zamanın ertesi günü, Margo önceden de yapmış olduğu gibi ortadan kayboluyor. 18yaşında olduğu için kayıp olarak düşünemiyorlar bu yüzden bu konuda polislerin bir yardımı olmuyor. Q ise Margo'nun kaybolmadan arkasında bıraktığı izlerle, onun bulmasını istediği izlenimine kapıldığı için onu bulmak üzere geçirdiği olayları ve zamanı anlatıyor kitap. Lacey ise Margo'nun arkadaşı olduğu için kaybolmasından endişe duyup, bu duruma araştıran grup olan Qlerle takılmaya başlıyor ve zaman içerisinde Ben'in kız arkadşı oluyor.
Alaska'yı okurken ki kadar heyecan ve eğelence hissetmedim ancak kitabın son bölümü bütün duygularımı ele geçirdi. Heyecanlandım, güldüm, korktum, üzüldüm ve sevindim, her şeyler oldu. Kitabın son bölümü cidden harikaydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder